Author Archive

Mikrotremör

Mikrotremör için yorumlar kapalı By 

Bir bölgede deprem etkisi altında yapıların davranışı; yapısal özellikler, deprem kaynak özellikleri ve yerel zemin koşulları olmak üzere üç ana faktöre bağlıdır. Yerel zemin koşullarının araştırılması her sahaya özel, tehlike değerlendirmesinin önemli bir parçası olmakla birlikte, deprem etkisi altında zemin davranışının belirlenmesi zemin çalışmalarının esas amacını oluşturmaktadır.

Rüzgâr, okyanus dalgalan, jeotermal reaksiyonlar, küçük magnitüdlü yer sarsıntıları gibi doğal etkiler yanında; kültürel gürültüler olarak tanımlanan ve başta trafik hareketleri olmak üzere insanların yaşam sürecinde neden oldukları hareketlilikten kaynaklanan mikrotremorlar zemin dinamik davranışının belirlenmesinde kullanılmaktadır.

Sismik Yansıma

Sismik Yansıma için yorumlar kapalı By 

EGE YER BİLİMLERİ, kara ve sığ denizel ortamlar için yüksek çözünürlüklü sismik yansıma araştırmalarının tasarımı ve uygulanması konusunda uzman bir deneyime sahiptir. Şirket, jeoteknik ve çevresel uygulamalar için sismik araştırma çalışmalarını ve aynı zamanda daha büyük ölçekli petrol / maden arama çalışmaları yürütmektedir.

EGE YER BİLİMLERİ, belirli proje gereksinimlerini karşılayacak şekilde yapılandırılabilen bir dizi modern sismik sistemi işletmektedir. Bunlar, PC tabanlı işleme yazılımı ile en son 120 kanallı telemetri sismik sistemlerine ve PROMAX yazılımına kadar 24 kanallı basit bir sismograftır.

EGE YER BİLİMLERİ, daha çeşitli uygulamalar için kullanımını teşvik etme teşviki ile test ortamlarında sığ sismik yansımanın kullanımına yönelik devam eden araştırmalarla aktif olarak ilgilenmektedir. Yıllar içinde çeşitli yayınlar üretilmiştir ve istek üzerine mevcuttur. Yöntem, çok sığ derinliklerin araştırılacağı yerlerde dikkatli bir planlama gerektirir, ancak sonuçlar çok değerli olabilir.

ELEKTRİK ÖZDİRENÇ ÇALIŞMALARI(DES , ERT)

ELEKTRİK ÖZDİRENÇ ÇALIŞMALARI(DES , ERT) için yorumlar kapalı By 

Yeraltındaki yapıların elektriksel özelliklerinin farklı olmasından yararlanarak yüzeyden iki ayrı noktadan bir çift elektrot ile yer içine gönderilen akımın diğer iki elektrotta meydana getireceği potansiyel farkın ölçülmesi ilkesine dayanan yapay kaynaklı bir yöntemdir. Ölçülen bu potansiyel farklardan yaralanarak yeraltı yapısı ortaya çıkarılabilir. Yöntem ilk kez Conrad Schlumberger tarafından uygulanmış olup, 1920’ lerden beri bilinmektedir. Yer altının homojen olması halinde yani yapı ve doku bakımından aynı özellikleri göstermesi durumunda yüzeyde bir noktadan yere verilen akımın meydana getireceği potansiyel, Ohm kanunundan yaralanarak kolayca hesaplanabilir. Ancak yer altı kimyasal, fiziksel, bileşimleri farklı litolojilerden meydana gelen tabakalı bir yapı gösterir. Bu tür heterojen yapıya sahip yerlerde yere verilen akımın yeryüzünde herhangi bir noktada meydana getireceği potansiyeli analitik olarak hesaplamak oldukça karmaşık işlemler gerektirir bunun için çok değişik yollar olmakla beraber elektrik imaj ve Laplace denkleminin sınır şartlarına göre çözümü en yaygın olanlarıdır. Elektrik imaj yöntemi iki ve üç tabakalı ortamların modellenmesinde çok başarılı olmasına karşılık tabaka sayısı arttıkça yöntem içinden çıkılmaz bir hal alır. (Kara, 1977).

Elektrik özdirenç yöntemi ile yeryüzünde iki noktadan verilecek akım ile iki başka noktadaki elektrotlar arasında ölçülecek gerilimin farkının, uygulanan akım şiddetine oranına hareketle yeraltındaki kayaçların öziletkenlik (σ) veya özdirenci (ρ=1/σ) saptanabilir. Jeofizik ölçümlerde, genel dizilim yerine akım ve potansiyel elektrotlarının yerleri değiştirilerek türetilmiş özel dizilimler kullanılır. Bu dizilimlerin özellikleri göz önünde bulundurularak karşılaşılan jeolojik probleme göre sonuca gitmede en etkili olan dizilim seçilir. Klasik elektrot dizilimlerinden birkaçı, simetri merkezine göre bir çizgi boyunca dizilen Schlumberger ve Wenner dizilimleridir. Bir başka yaygın kullanılan dizilim türü Dipol-Dipol’dür. Aramalar sırasında bu elektrot dizilimleri ya aralıkları bozulmadan yana doğru kaydırılarak yeraltında yanal bir süreksizlik olup olmadığı veya elektrot dizilimlerinin orta noktası değişmeden açılımları arttırılarak derinlerdeki yatay katmanlaşmalar incelenebilir. EGE YERBİLİMLERİ olarak bilgi birikimimiz ve deneyimli ekibimiz ile elektrik yöntemler ile fay araştırmaları, heyelan araştırmaları, kayma düzlemi belirleme, yeraltısuyu araştırmaları, jeotermal araştırmalar, baraj gövdeleri sızıntı denetimi, arkeolojik araştırmalar, gömülü yapıları yanal ve düşey haritalandırmak kapsamında araştırmalar yapmaktayız.

MASW (Yüzey Dalgası Araştırmaları)

MASW (Yüzey Dalgası Araştırmaları) için yorumlar kapalı By 

Yüzey Dalgalarının Çok Kanallı Analizi (MASW), jeolojik yapının ve özellikle de yeraltı malzemelerinin görece kayma mukavemetinin araştırılması için çok yararlı bir yöntemdir. Kalın alüvyon tabakaların içindeki düşük hız zonlarının belirlenmesinde önemli rol oynar. Vs hızı en güvenli şekilde elde edilir.

Yüzey dalgası analiz yöntemlerinde (MASW), yeraltındaki tabakalı yapıların kesme dalgası hızının (Vs) derinlikle değişiminin hesaplanması amacıyla Rayleigh dalgasının dispersif özelliğinden yararlanılır. Yüzey dalgası yöntemleri aktif kaynaklı ve pasif kaynaklı olmak üzere iki ana grup altında toplanır. EGE YERBİLİMLERİ olarak, güçlü enerji kaynaklarımız (buffalo gun) ile aktif kaynaklı MASW çalışmaları ve gereken sahalarda aktif-pasif kombine analizi ile ana kaya derinliğine ulaşılması amaçlanan sahalarda Vs hız bilgilerine sağlıklı bir şekilde ulaşmaktayız.

GPR (Yer Radarı)

GPR (Yer Radarı) için yorumlar kapalı By 

Bir Yer Radar (GPR) araştırması, bir ya da iki kişinin sürekli olarak bir radar sistemini çekmesini ya da seçilen travers çizgileri boyunca çok yakın aralıklarla okuma yapılmasını içerir. GPR sistemleri, toprak, kaya, beton ve diğer birçok doğal ve insan yapımı malzemeye nüfuz edebilen ayarlı bir frekans anteni yoluyla iletilen darbeli bir elektromanyetik (radyo dalgası) kullanır. Yeterli kontrast oluşturan malzemeler arasındaki jeolojik veya hidrolojik sınırlardan yansıma olayları bir alıcı anteni ile kaydedilir. 

Kuyu İçi Sismik

Kuyu İçi Sismik için yorumlar kapalı By 

Sondaj delikleri arasındaki kaya kütlesinin dinamik elastik modülleri, Crosshole sismik yöntemleri kullanılarak kolayca elde edilebilir. Yoğunluk bilgisi, bazı modüller için gereklidir ve doğrudan alan / laboratuarda ölçülen veya bir sondaj kütüğü taramasından elde edilen bilinen litolojik özelliklerden tahmin edilebilir. (b) boşluk / çözelti özelliği, kırılma bölgesi veya işleyiş gibi düşük hız bölgelerinin tanımlanması, sismik tomografi incelemelerinin ortak gereksinimleridir ve ortaya çıkan tomografide açıkça görülmektedir.

 

Sismik Kırılma

Sismik Kırılma için yorumlar kapalı By 

Sismik kırılma yönteminin temeli, yeryüzünde veya çok sığ derinliklerde yapay olarak meydana getirilen sismik dalgaların yer içerisinde kırılarak yayıldıktan sonra yeryüzündeki jeofonlara gelmeleri için geçen zamandan yararlanılarak, yeraltındaki tabakalı yapıların derinlik, kalınlık ve hız değerlerinin saptanmasıdır. Günümüze değin yapılan kuramsal ve arazi çalışmaları sonucunda sismik kırılma yönteminde frekansı 2- 40 Hertz civarında olan kırılma dalgalarının kaydedildiği ve toplam serim boyunun araştırma derinliğinin 3 katı olması gerektiği öngörülmüştür.

Sismik kırılma yönteminde, bir sismik kaynaktan yayılan sismik dalgaların alıcılara ulaşması için geçen zaman, jeofonların kaynaktan olan uzaklıklarının bir fonksiyonu olarak çizilir. Bu zaman-uzaklık grafiklerinin değerlendirilmesinden sığ yer altı yapısı hakkında bilgiler elde edilir.